Kardeş Kıskançlığı ve Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar



Çocuk sahibi olmak ve çocuk büyütmek, evli bir çifti anne baba konumuna getiren bir basamaktır ve bu noktadan itibaren anne babalara bir hayli sorumluluk yüklenir. Yeni doğanın bebeklikten itibaren bakımı, zihinsel ve duygusal gelişimi, çocukluk ve ilk gençlik yılları her anne baba için ciddi sürprizlere açıktır. Bütün bu gelişim sürecinin sağlıklı olabilmesi ise; çocuk ile ebeveyn arasında kurulan sevgi bağı ve çocuğun aile içi ilişkilerdeki konumuna bağlıdır.
Tek çocuğu büyütmek dahi bu kadar zorluk içerirken, çoğu aile; birden fazla çocuk sahibi olarak; tek çocuğa verebilecekleri emeği birden fazla çocuğa dağıtmaktadırlar. İşte; önemli bir zorluk burada başlar. Anne baba; birden fazla ve farklı yaşlarda olan çocuklarının bakım, sevgi, disiplin vb gereksinimlerini; hem de onları erişkin yaşlara getirene dek karşılamak zorunda kalırlar. Böyle ailelerde kardeşler arasında da bir ilişki dengesi söz konusudur. Anne veya baba; çocuklarına ayrı ayrı ilgi göstermek zorunda kalırken, çocukların her biri de anne veya babalarının ilgilerini, sevgilerini daha çok elde edebilmek adına bir rekabet içine girerler. Dolayısı ile; gündelik yaşam içinde, kardeşler arasında belirli bir düzeyde rekabet doğal karşılanmalıdır ancak aile içinde ilişkileri bozacak ve aile bireylerinin yaşam kalitelerini aksatacak derecede yaşanan rekabeti bazen "kardeş kıskançlığı" olarak adlandırıyoruz. Özet olarak tanımlamak gerekirse; kardeş kıskançlığı; anne babanın ilgisini, sevgisini, takdirini daha fazla koparmak amacı ile kardeşler arasında yaşanan iletişim çatışmasıdır. Hemen her evde ve (erişkinlik dahil) her yaşta yaşanabilecek olan kardeş kıskançlığı toplumda oldukça yaygın olup birçok sanat, edebiyat yapıtı ve efsaneye konu olmuştur. Hz Adem'in oğulları Habil ile Kabil arasındaki rekabet ve Kabil'in Habil'i öldürmesi ile sonuçlanan efsane, kardeş kıskançlığının tarihin başlangıcı kadar eski olduğunun göstergesidir sanki.
Kardeşlerin sayıları, yaş, cinsiyet ve kişilik özellikleri ile aralarındaki yaş farkları; birbirlerine karşı sergiledikleri davranışları belirler. Yaşları yakın olanlarda birebir didişmeler daha fazladır. Aralarında birkaç yaş fark olanlarda ise pasif agresif çatışmalar daha fazla gözlenir. Dışa dönük çocuklarda; öfke, saldırganlık vb dışavurum davranışları daha sık sergilenirken, içe dönük olanlarda ise sıkıntı, ağlama vb depresif belirtiler görülebilir.
Kardeş kıskançlığı esasen bir iletişim çatışması olduğu için, en önemli nedenleri aile bireyleri arasındaki ilişkilerin sağlıksız veya tutarsız olmasında aranmalıdır; özellikle de anne babaların tutarsız tutumlarında:

- Anne babaların sık yaptıkları hatalardan bir tanesi kardeşler arasındaki ilişkilerde onlara rol vermektir. Büyük kardeşin "sen büyüksün" ifadesi ile küçüğe karşı sınırlanması, küçük olanın kollanması anlamına gelebilir. Aynı şekilde; küçük kardeşin de "sen küçüksün" ifadesi ile büyüğe karşı sınırlanması, büyük olanın kollanması anlamına gelebilir. Büyük kardeşi küçüğe sahip çıkmaya zorlamak, kardeşlerden birine, diğerini kışkırtabilecek ayrıcalıklar sunmak gibi hatalı tutumlar kardeşler arasında hınç duygusuna yol açabilir.

- Rekabetin olduğu ortamlarda, rekabeti körükleyen koşullar da akla gelmelidir. Anne babalar veya çocukların yakın çevresindeki başka bireyler, kardeşlerin birisine ait olumlu özellikleri; bilmeyerek veya bazen de olumsuz kardeşi terbiye etmek adına bilinçli olarak daha çok vurgularlar. Bu durumda bir kardeşin okul başarısı, sevimliliği, konuşkanlığı gibi özellikleri ön planda vurgulanırken, diğerinin zayıflıkları öne çıkar. Olumlu özellikleri öne çıkan kardeş, diğerinin öfkesini üzerine çeker.

- Anne babalar, bazen kendilerini kardeşlerin hepsine eşit davranmak zorunda hissederler. Aynı eşyalar veya oyuncaklar aynı anda bütün kardeşlere alınır veya birisi için alışveriş yapılırken diğeri de unutulmaz. Hatta aynı oda ve eşyalar paylaşılır. Kardeşler arasında kıskançlık olmasın diye takınılan bu tutum, tam tersine rekabeti daha da körükleyebilir. Bir an gelir; anne baba herhangi bir durumda eşit davranamayabilirler (gerekmeyebilir) ve eşitliğe alışmış kardeşlerin "aşık atmalarına" tanık olabilirler. Anne babalar bilmeliler ki, yaşları yakın, hatta ikiz bile olsalar; her bir çocuğun duygusal özellikleri, kişilik özellikleri, davranış örüntüleri farklıdır.

- Anne babalar, kardeşler arasındaki gündelik, olağan tartışmalara dayanamazlar ve çocukları arasında uzlaştırıcı role soyunurlar. Haklı haksızı ayırmaya çalışabilirler, kendi sıkıntıları nedeniyle çocuklarının tartışmalarına aşırı tepki verebilirler. Böylece; kendi haline bırakılsa kolayca sonlanabilecek bir kardeş tartışması, anne babanın hakemlik yapmaya çalışması yüzünden, kardeşlerden birinin haksız duruma düşmesine ve diğerine öfke duymasına yol açabilir.

- Kardeşlerden birisinin; hastalık tedavisi, sınav hazırlığı vs gibi herhangi bir nedenle ev içinde ayrıcalıklı konuma gelmesi, diğer kardeşte yalnız kalma ve ihmal edilme duygusu uyandırabilir, bu da kardeşler arasındaki ilişkiyi bozabilir

- Çocuğun, annesi ile duygusal bağının çok güçlü olduğu ilk yaşlarda yeni kardeş doğumu; küçük çocukta, annesinden mahrum kalma duygusu uyandıracaktır. Böyle bir durumda, eve gelen bebeğe zarar verici davranışlar sergileyebilir. Anneye daha çok sarılma, yemeğini anneye yedirme, üzerini annesine giydirme gibi bebeksi davranışlar gözlenebilir.

- Annesine aşırı bağımlı büyüyen, zihinsel, bedensel ve duygusal zayıflıkları olan çocuklar kardeşleri ile rekabete girmeye daha yatkındırlar.
Elbette ki hiçbir anne baba çocuklarının birbirlerine zarar verici kavgalara girmelerinden hoşlanmaz ancak ne yapmaları gerektiğini de kestiremezler. Kardeşlerin hemen her gün yaka paça olduğu durumlarda ise işleri daha da zordur.

Çocukları arasında rekabet duygusu gelişmeden önce bazı temel önlemler alınabilir:

- Bütün çocuklar, özellikle de tek çocuk olarak büyümüşlerse, annelerinin yeni bir bebek getirmesinden hoşnut olmazlar. Bebeği hemen benimsemelerini beklemek gerçekçi olmaz. Bunu biraz zamana yaymak; küçük bebek ile arasında duygusal bir bağ kurmasına öncülük etmek, hatta bebeğin uyku, yemek gibi bazı günlük rutinlerine (uygunsa) onu da katmak yararlıdır. Bebeğin bakımı anneye bahane olmamalı, büyük kardeşin bakımı ve sevgi gereksinimi ihmal edilmemelidir.

- Her çocuk ayrı bir kişiliktir. Yetenekleri, duyguları, mizaç özellikleri birbirlerinden farklıdır. Bir kardeşteki olumlu özelliklerin diğerlerinde de olması gerekmez. Olumlu veya olumsuz özelliklerini karşılaştırarak kardeşler arasında kıyaslama yapmak aralarında rekabeti körükler

- Kardeşlere her zaman ve her durumda eşit davranma kaygısı hem anne babayı çocukların karşısında tutuklaştırır, hem de çocukların, kendi aralarındaki farklılıkları kabullenmelerini güçleştirir.

- Annenin, çocuk bakımında yetersiz kaldığı durumlarda dışardan bakım yardımı alınmalıdır. Bu, babanın yardımı, bir akrabanın veya paralı bakıcıların yardımı vb şekillerde olabilir.
Birden fazla çocuğu olan ve kardeş kıskançlığının yoğun yaşandığı evlerde anne babalara düşen ise:

- Her bir kardeşe ayrı ve kaliteli geçirilen zamanlar ayırabilmek

- Kardeşlerin, aralarında çıkan anlaşmazlıkları kendi içlerinde (aile büyüklerini katmadan) çözmeyi öğrenmeler gerekir. Aile büyüklerinin karışmaları doğru olmaz.

- Aile büyükleri karıştığı sürece, her kavgada hakem rolüne soyunurlar, bu da tartışmayı daha da alevlendirmekten başka işe yaramaz.

- En doğrusu, dışardan müdahale etmeden; (sadece çocukları görme alanında tutarak), anlaşmazlığa bir çözüm getirmelerini söyleyip baş başa bırakmak

- Müdahale gereken durumlarda, kimin haklı olduğu üzerinde değil, birlikte bulacakları çözüm üzerinde durulmalıdır

Bazı durumlarda, kardeşler arasındaki kıskançlık duygusu yaşam kalitelerini bozmaya başlar, çünkü aile içinde çözülemez ve profesyonel yardım gerekebilir. Anne babalar, aşağıda özetlenen durumlarda bir çocuk psikiyatrdan tıbbi yardım almalıdırlar:

- Kardeşler arasındaki kıskançlığın, kardeşlerden ruhsal yönden örselenmelerine, fiziksel açıdan zarar görmelerine yol açarsa

- Ailede çok çocuklu olup da, anneye çocuk bakımında destek olan yok ise

- Kardeşler arasındaki kıskançlık; çocuklardan en az birinin anneye aşırı bağımlı olması nedeniyle ortaya çıkıyorsa

- Aile içinde kardeşlerden birini ayrıcalıklı duruma yükselten önemli bir hastalık tedavisi, anne baba çatışması, boşanma süreci vb gibi bütün aileyi ilgilendiren travmatik bir yaşantı var ise

- Büyük kardeşin, yenidoğan bebeğe olan tepkisi çok uzun sürmüş ve fiziksel zarar verme noktasına gelmişse (örn; birkaç aydan fazla)
Kardeş kıskançlığı, eğer zamanında önlem alınmaz ise yaşam boyu sürebilir, bu nedenler bütün kardeşlerin kendi aralarında sağlıklı iletişim kurabilmeyi öğrenmeleri gerekir.

Çocuk psikiyatride kardeş kıskançlığının kendisi tedavi edilmez. Tedavideki amaç; yukarda sayılan nedenleri yok etmek, kardeşlerin ve ailenin gördüğü zararları onarma ve aile içinde sağlıklı iletişimi sağlamaktır. - Anne babadan kaynaklanan tutarsızlıklar ve tutum hataları mutlaka düzeltilmelidir, çünkü tutarsızlıklar ve etkileri yaşam boyu sürebilir- Kardeş kıskançlığı kardeşlerden birinin anneye aşırı duygusal bağımlılığına bağlı ise, bağımlı çocuğun bireyselleşmesi desteklenmelidir - Kardeşler arası problemler, bir kardeşin ihmaline bağlı ise anne babalar ile çocuklar arasında düzenli ve kaliteli birliktelik sağlanmalıdır - Kardeş kıskançlığına bağlı yatak ıslatma, bağlanma bozuklukları, depresif belirtiler vb daha şiddetli problemler başlamışsa, bu sorunların tedavisi ayrıca yapılmalıdır. - Kardeşler arasında yaşanan sıkıntı anne veya babanın ruhsal durumundaki problemlerle ilişkili ise anne babaların da mutlaka psikiyatrik yardım almaları gerekir.
Uzm. Dr. Ahmet Çevikaslan

Yorumlar